Her şeyin bitti dendiği yerde başlayan bir hikâye

Türk! Bu isimden bahsedildiği vakit; Sibirya’dan İç Asya’ya, Maveraünnehir’den Harezm’e, Kafkaslar’dan Anadolu’ya ve Balkanlara kadar varan çok geniş bir coğrafya tarihin hafızasında canlanır. Bu geniş coğrafya hem ilmin hem de irfanın coğrafyasıdır. Asya bozkırlarında askeri stratejilerin, teşkilatlanmaların, iz bırakmanın ve korku vermenin tarihini yazmış olan Türkler, Semerkant’ta Yesi’de, Harezm ve Buhara’da İlim ve İrfanın ufuklarını çizmiş; Anadolu ve Balkanlarda muhabbet iklimi kurmuş; gerek şairleri, ozanları ve gönül mimarlarıyla; gerek Ahlat’ı, Konya’yı, Bursa’yı, Edirne’yi, İstanbul’u, Üsküp’ü, Selanik’i ve nice şehirleri bezeyen eşsiz manendsiz estetik algılarıyla; gerek güvenli ve huzurlu coğrafyalar inşa eden, insan merkezli adil yönetime dayanan devlet gelenekleriyle kıyamete dek sürecek izlerini kazımışlardır.

Tarihten bugüne, birçok tasnife tabi tutularak birbirinden kopuk gibi görülmeye ve gösterilmeye çalışılan Türk yazını bizce ahenkli parçalardan teşkil olmuş bir bütündür. Karakum Yayınevi de tam bu noktada edebiyat, halk bilim, şehircilik ve benzeri sosyal bilimleri konu alan alanlarda Türk yazınının yeni yüzü olmaya hazırlanıyor.

Demirden dağları eriten Türklerin Karakum Çölü’nde Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atarak açtığı yol, Hızır’ın alageyiğiyle genişledikçe genişlemiş, dünya tarihindeki Türk karakterini vücuda getirmiştir. En zor zamanlarda Türk’ün ervahı olagelmiş alageyik çıkagelir en uzak diyarlardan, her şeyin bitti dendiği yerde hikâye yeniden başlar ve bugünlere kadar amansız mücadelenin destanını yazar.

Karakum Yayınevi gerek ismiyle, gerek logosuyla; tarihlerden aşarak yaşam gücünden tecessüm eden bu karakterin gücünün bir ürünüdür. “Her şeyin bitti dendiği yerde başlayan bir hikâye” der geri çekilmeden. Çünkü Türkler atlarını dahi geri dönmeyi bilmesinler diye sadece ileriye gitmek için özel eğitmişlerdir ve geriye çektikleri yalnızca yaylarıdır, oklarının en ileriye düşmesi için.

Karakum Yayınevi, Türk yayıncılığına ve nitelikli her okura sunacağı kitaplarda düşüncenin gücünü rehber edinir. Düşünmeyi ve soru sormayı bilen bir nesil için çalışır. Neşredeceği tüm kitaplarda bunu hedef alacağının garantisini verir. Kıyl ü kâl ile ilgilenmez, ışık yolunda derviştir. Bazen küreselleşen dünyanın oryantal insanına bir Bektaşi nefesi üfler, bazen de rezidanslar ve plazalar arasına gecekondu kurar. Ne zaman ne yapacağını iyi bilir, radikal bir serzeniştir. Sonsözünü kitaplara saklar.

Evet, son sözünü kitaplara saklar Karakum. Her şeyin bitti dendiği yerde başlatmak için hikâyesini.